27 Aralık 2001 - Sumizer Hanım İşe Gelmedi

-
Aa
+
a
a
a

Merhaba kâinat!

Bugün kâinatın odak noktasını seçerken hava, su ve savaştan ziyade para meselesine ağırlık verdik. Şaka değil; en azından 4.5 trilyon (4.500.000.000.000) TL mevzubahis. Star gazetesinden Taşkın Şenol’un haberine göre, kısa bir süre önce Ziraat Bankası’nın Ankara Tandoğan Şubesi’ne vekaleten müdire olan Sumizer (Çetinkaya) Hanım, geçen hafta 4 gün üst üste işe gelmemiş. Sıhhî bir problem yokmuş; bu işin iyi tarafı. Hatta, amirlerinden izin de istihrac etmemiş. Ancak, evde de bulunamayınca mütevazı bir tahkikat şunu ortaya çıkarmış: Sumizer Hanım, ilk belirlemelere göre (1.5 trilyonu Mehmetçik Vakfı’na, 1 trilyonu Fak-Fuk fona ve 2 trilyonu da çeşitli kişi ve kuruluşlara ait olmak üzere) 4.5 trilyon tutarında parayı kendi hesabına EFT ile gönderip sırra kadem basmış. Sumizer Hanım’ın gurbet ellerde bulunduğu tespit edilmiş.

4.5 trilyon TL, şöyle bir kütle vücuda getiriyor:

(Hesap, 20 milyonluk banknotlar üzerinden yapılmıştır.)

4.500.000.000.000 / 20.000.000 = 225.000 adet banknot.

Yüzlük desteler halinde düşünürsek

225.000 / 100 = 2.250 adet deste.

Ağırlık= 828 kg.

Nakliye: 73 adet çanta (çanta ebadı: 35x45x10 cm.) (Ağırlık ve nakliye bahisleri, Açık Radyo dinleyicisi Namık Şenyüz’ün katkılarıyla gerçekleştirilmiştir.)

Bu durumda, Sumizer Hanım’ın yurt dışına tek başına çıktığı varsayılırsa iki, hadi diyelim üç çantayı el bagajı olarak yanına almış olsa bile yaklaşık 70 çanta için hatırı sayılır bir ‘fazla bagaj’ ödemesi yapmış olması gerekiyor. 70 çantayı kargoya verirken taşıyıcılar ne düşündüler, neler çektiler, bilinemez.

Not: Sumizer Hanım, dört günlük ‘iznini’ 20 milyonluk banknotların tedavüle girmesinden önce kullandıysa yukarıdaki cesamet ikiye katlanacaktır.

Yağış ve sel iyice asap bozucu bir hal almaya başladı. Radikal’in haberine göre, MHP lideri Bahçeli ile yeni Bayındırlık Bakanı Akcan’ın, kalıcı konutların teslimi sırasında açtıkları ve burcuna da bayrak diktikleri ‘deprem kalesi’ ya da Kala-i Zelzele ‘düştü’. Hak ile yeksan olan kalenin bulunduğu, Düzce 12 Kasım Parkı’nda heyelan meydana gelmiş. Bereket versin, bayrağı taşıyan burç yıkılmamış. Düzce Valiliği yetkilileri, “Yağışlı havadan her yer olduğu gibi, park da etkilendi,” tespitinde bulunmuşlar. Haberin iyi bir tarafı da yok değil: Kalenin yeniden yapım çalışması için çalışma başlatılmış.

Bu arada, Ankara ve Kırklareli’nde 2 kişi sel sularında boğularak, Edirne’de 1 kişi donarak öldü.

Üstelik, yeni bir yağışlı hava dalgası geliyor.

Fas’tan da sel haberleri geldi ve bir sanayi kentinin adaya dönüştüğünü öğrendik.

Avusturalya’nın en büyük kenti Sidney üçüncü gün de dumanaltı. Noel kutlamaları ve barbekü partileri hala yapılamıyor. İyi haber: Suçlular bulundu. Kundakçılar.

Usame bin Laden’in son kaseti çıktı. On yıl önceki Körfez savaşında CNN’in oynadığı rolü bu savaşta çalan Katar’ın El-Cezire televizyonu, 33 dakikalık kasetin tamamını Perşembe akşamı yayınlıyor. Sabah çoktan öldüğünü, gömüldüğünü, mezarı bomba altında kaldığı için parçasının bulunamayacağını yazmıştı. Halbuki, görüntüler en fazla iki haftalıkmış. Bin Laden: “Batı’nın, ama bilhassa Amerika’nın İslam dünyasından nefret ettiği açıktır,” diyor. “Son aylarda mütemadiyen Amerikan bombalarının altında kalanlar bunu gayet iyi biliyor. Hiç suçu olmayan pek çok köy haritadan silindi ve milyonlarca kişi bu soğuk havada yerinden yurdundan edildi.”

Amerika’nın son listesi çıktı. Bin Laden’in de aralarında bulunduğu 9 kişiyi, ölü ya da diri istiyorlar. Amerikan Özel Timleri de cesetlerin serçe parmaklarını keserek DNA testlerine yolluyorlar. Kelle başına biçilen cazip fiyatlardan dolayı Afgan milisleri arasında da büyük bir rekabet yaşanıyor. Hazret Ali ve adamları şimdilik yakaladıkları 44 şüpheliyle yarışı önde götürüyorlar.

Afganistan’da yardım kamyonlarından haraç alınıyor. Rayiç: 100 dolar / kamyon. Bu hiç hoş olmadığı gibi, kalıcı özgürlüğün geldiği bir yere de yakışmıyor.

Liste deyince, ABD Pakistan’da bulunan iki militan grubu terörist listesine ekledi: Leşker-i Tayyibe ve Ceyş-i Muhammed. Hindistan, geçen haftalarda meydana gelen parlamento baskınından bu iki grubu sorumlu tutuyordu. Amerika’nın bu hamlesi Hindistan’a destek ve Pakistan’a baskı olarak yorumlandı. Diğer taraftan füzeler daha da birbirine yaklaşıyor ve silahlanma anlamında yarış sürüyor. Hindistan tarafında Prithi 1 ve 2, Agni 1 ve 2 füzeleri, el yapımı Vijyana ve Arjun tankları; Pakistan tarafında Hatf 1 ve 2, Çin’den ithal M-11 füzeleri, Şahin ve El-Halid tankları hazır durumda. Bütün füzelere el yapımı nükleer başlıklar elbette takılabiliyor. Keşmir sorununun üçüncü bir savaşta çözülmesini bekliyoruz.

Ortadoğu’da, Batı Şeria’da silahlı çatışmada 1 sivil ölü, 1 polis, 1 sivil yaralı, 18 tutuklu... Erez kontrol noktasında, uluslararası bir grupta yer alan 90 sivile İsrail askerlerinden meydan dayağı: İki Fransız’a tutuklama, 3 kırık fotoğraf makinesi ve tıbbi bakıma muhtaç 3 kişi. Yerlerde sürüklenip otobüse tıkılanları ayrıca not etmiyoruz.

İyi haber mi, kötü mü bilinmez; İsrail Savunma Bakanı (ve şahin) Binyamin Ben Eliezer, İşçi Partisi başkanlığını garantilemiş. İşçi Partisi’nin güvercin eğilimli Dışişleri Bakanı Şimon Perez’in sesinin daha da kısılacağına ve Eliezer-Şaron ittifakının şahin kanatlarıyla uçacağına olan inanç güçleniyor. Çünkü, tek kanatla uçmak güçleşiyor.

Filistin’in son anketi yayımlandı: Yüzde 61’lik bir çoğunluk, silahlı çatışmanın barışı elde etmede barış görüşmelerinden daha etkili olduğunu düşünüyor. İsrail vatandaşlarına yönelik intihar saldırıları da, büyük bir çoğunluk tarafından ‘terörizm’ olarak nitelendirilmiyor.

Genelkurmay Başkanı Kıvrıkoğlu’ndan sonra Cumhurbaşkanı Sezer de, Irak’ın toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini söyledi. TÜSİAD Başkanı Özilhan da işadamlarının aynı konudaki kaygısını dile getirdi. Cumhuriyet gazetesi şöyle diyor: “Amerikan basınının hemen her gün Irak’a saldırı planlarını, içine Türkiye’yi de katarak haberleştirmesi Ankara’nın en büyük dış politika kaygısı olarak gelişiyor.” Newsweek dergisi ise şöyle diyor: “Türkiye’nin açmazı şu: Türkiye, pragmatik ve siyasi nedenlerle Irak’a karşı bir askeri operasyona direnecektir. Ancak, ABD ve NATO’ya rağmen bu olasılığı dışlaması çok zor.”

Devamı yarın...

Ömer Madra – Şerif Erol